Aybastı Söz

Söyleyecek sözü,değiştirecek gücü olanların gazetesi

Temel Kılavuz

Aybastı Tarihine Genel Bakış

AtatürkDeğerli dostlar, ilk yazımda, tarihle ilgili genel bir bakış yansıtmıştım. Bugünse, ilçemiz Aybastı’nın tarihini konuşacağız fakat bu küçük köşemize sığdırabilmek koşuluyla. Canik Dağları’nın kuzey yamacında kurulmuş, Karadeniz’e uzaklığı 50 km. ve 730 metre yüksekliktedir Aybastı. Anadolumuz’da binlerce medeniyet kurulmuş- yıkılmış. Ama her medeniyet ekonomisiyle birlikte; kültürüyle, diliyle, folklorüyle, inanç ve yaşam tarzıyla yaşamıştır. Pontus Krallığı döneminde ilçemizin adının Espidia ve İbsadı daha sonraları İbasdı, İbasda, İbassa, 1900’lü yıllarda Aybastı olduğunu kayıtlardan biliyoruz. Yunan kaynaklarına göre, Türkler’den önce Aybastı’yı da içine alan bölgede; Kalipler, Kolk, Kokonlar ve Tiberenler yaşamışlardır. Tarihöncesi bu devre ait, mağara yapıtları mevcuttur ilçemizde. Bu kavimler uzun bir süre; Hitit, Pers, Met ve Pont devletlerine bağlı yaşamışlardır. Demircilikle uğraşmışlardır. M.S. 70’li yıllarda bölge Peçenek ve Uz Türkleri’nin işgaline uğramıştır. Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’yu ele geçirmesi sonucu, Aybastı önce Sivas Dükalığı’na daha sonra Trabzon Eyaleti’ne bağlanmıştır. M.S. 395’te Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesi sonucu Aybastı, Doğu Roma İmparatorluğu’nun topraklarında kalmıştır.

1071’de Malazgirt Savaşı sonucu yöremizi de içine alan geniş Fetih hareketleri başladı. Böylece Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuş oldu. Sultan Tuğrul Bey’in komutanlarından şahın dayısı Danişment Taylı Bey’in oğlu Gümüştekin, Sivas, Tokat ve Niksar yörelerini fethederek Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlı Danişmentli Beyliği’ni kurdu. Bağımsızlığını ilan etti. İlk etapta; Mesudiye, İskefesur, Aybastı, Ünye, Fatsa (115-1134) Danişmentliler’in eline geçti. 1175’de A. S. Devleti Sultanı Kılıçaslan, Danişmentli Beyliği’ne son verdi. Bu savaşta ilçemiz toprakları üzerinde şehit düşmüş asker ve komutanların mezarlarına rastlanmaktadır. Kutlu  Doğmuş Evliyası, Kümbet Evliyası gibi. Moğolların Anadolu’yu işgali sonucu Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı. İlçemizin de içinde bulunduğu topraklar; İlhanlı Devleti, Eretna Beyliği, Kadı Burhanettin Beylikleri’nin topraklarında Trabzon Rum Devletinin içinde kalmıştır. 1332 yılında Venedik ve Cenevizlilerin Karadeniz sahil kentlerine ticaret amacıyla yerleşmeleri üzerine, Trabzon Rum Devleti bu sahil kentlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Bundan sonra Oğuz boylarından olan Hacı Emir Oğulları Beyliği 1344-1461 yılları arasında bölgede egemen olmuşlardır. 1398 yılında Yıldırım Beyazıt, Ordu yöresini topraklarına katmıştır. Yine 1402-1419’da Çelebi Mehmet Ordu bölgesini Osmanlı’ya katmıştır. 1485’de Osmanlı tahrir defterinde, ilçemizin adı Bölük-i Fidaverende’dir. Fidaverende’nin merkezinin Elbey Köyü olma ihtimali kuvvetlidir. İbassa ise Fidaverende’ye bağlı köyler envanterinde 1455’te 49 haneli bir köydür. Köy, Yörgüç Paşa’nın Gulamı (temsilcisi) Togan’ın tımarıdır. İbastı bu tarihlerde İskefesur kazası Şebinkarahisar sancağı Erzincan Eyaletine bağlı bir nahiyedir. Ayrıca çok eski tarihlerde kullanılan bir İpek Yolu’na ait kalıntılar mevcuttur. İlçe’nin 1485’te 643, 1520’de 1006, 1547’de 1590, 1613’te ise, 1745 hane nüfusa sahip olduğu da görülmektedir. 1869-1870-1871-1872-1873 ve 1874 tarihli Trabzon Eyaleti salnamelerinde ilçemizin Ordu kazasına bağlı bir nahiye olduğunu görmekteyiz. Nahiye’de 143 hane Rum, 983 hane Türk yaşardı. 13 cami, 10 hatip, 5 adet kilise, 7 adet rahip, 11 adet Müslüman mektebi, 2 rum mektebi, 1 adet medrese, 1 adet müderris bulunmaktaydı. 1874 yılında Aybastı, Görele, Vakfıkebir ve Sürmene padişah iradesi ile kaza yapılmış, kaymakamı da Ahmet Efendi’dir. Bu yılda Perşembe Panayırı (31 mayıs) kaydına rastlanmıştır. Aynı yıllarda ilçede; tüfek, tabanca, çakmak imal edildiği yazılmaktadır. 1874 yılında kaza yapılan Aybastı’nın merkezinin belli bir yerde değil, yöre ileri gelenlerinin merkezi idareye baskı ve etkileri sonucu Sefalık Köyü (Konakyanı) ile Esenli Köyü (Camiyanı) arasında yer değiştirdiği görülmüştür. Merkez bir ara 1854 yılında Sefalık’a yerleşen Hazinedaroğulları’nın bulunduğu Sefalık’a geçmiştir. Burada halen mevcut olan tarihi hamamlar, fırınlar bu devirde yapılmıştır. 1900’lü yıllarda ise Esenlioğulları’nın etkinlikleri sonucu eski yerine geçmiştir. İlçemiz 1945 yılında, ilçe olan Gölköy’e nahiye olarak bağlanmıştır. 1959 yılında ise ilçe yapılmıştır. İlk Belediye Başkanı İbrahim Gökalioğlu’dur. İlçemiz 1970’lere kadar tarımla (mısır,buğday,patates,mercimek v.b.) ve hayvancılıkla geçimini sağlarken bugün ise temel uğraş ve ürün fındık, kısmen de hayvancılıktır. İlçemizin arazisi tarıma ve hayvancılığa elverişli değildir. Nüfusun artması ile önce Avrupa ülkelerine ardından da büyük kentlerimize önemli ölçüde göçler hala devam etmektedir. Kırsal alanda nüfus azalmaktadır. Çevre il ve ilçelerle hala önemli ulaşım sorunları vardır. Sanayi yoktur ve bu konuda tüketici konumundadır. Sevgili okurlarımız, ilçemizin tarihini kısa da olsa size aktarmaya çalıştık. Bu yazımızda bize kaynak olan; Prof. Dr. Bahattin Yediyıldız ve Kudret Emiroğlu’na teşekkür ederiz.

Yorum bırakın